Oğuzhan Kılıçarslan Makaleleri

Görele 1,2… Aldık Mı Fakülteyi?

“Giresun’a Üniversite / Görele’ye Fakülte İstiyoruz!” Diye bağırdık aylarca. İlk isteğimiz oldu sevindik, ikinci isteğimizde olur olur canınızı sıkmayın…

Geçtiğimiz günlerde Giresun Üniversitesi Rektörlüğü, ilçelere Fakülte ve Yüksekokul konusunda paylaştırma yaptı. Görele, Giresun’un en kalabalık ve en çok değerli insanını çıkarmanın gururuyla “Fakülte” bekliyordu. Verilen onlarca söz de cabası tabi… Rektörlük dedi ki , kusura bakmayın size Yüksekokul veriyoruz… Bunun üzerine yerel yöneticilerimiz çıkan ilk karar için ‘sevindirici’ açıklaması yaptılar. Koyunu tutamamıştık ama kuzuyu yakalamıştık hani…

Daha sonra şu çok sevdiğimiz YÖK kararlarından bir yenisi daha çıktı ve “Giresun Üniversitesi rektörlüğüne dağıtımınız sınırı aştı. Bundan dolayı dağıtılan birkaç yerdeki yüksekokulları alın” dedi. Rektörlük incelemeye başladı, neresini alsak? Ortada seneler önce isim yapan , fakat aslında bu isme layık olabilecek şeylere sahip olamayan bir “Görele” vardı. Nüfus açısından daha düşük olan Eynesil’de vardı ama onlar laf üretmeyi seçmeyip , ellerini taşın altına koyarak arsasını almışlardı önce sonrada binayı dikerek , “Binamız hazır” demişlerdi. Rektörlükte binası hazır olan bir ilçeye sırt dönemezdi hani. Eee, kime dönülecekti sırt? Laf üretmeyi çok sevip, topu birbirine atan, sürekli birbirinin ayağına basan, yukarı çıkanın kafasına bastırıp aman beni geçmesin diyen Görele’den başkası olmayacaktı elbette… Hoş Görele’nin yanında Keşap’ta kaybetti hakkını…

Vallahi hiç kimse kusura bakmasın. Göreleliyim ama rektörlüğe bu konuda kızamıyorum. Sn. Melahat Gürel Hanım , İstanbul’daki Göreleliler Şöleni’ne gelmişti hatırlarsınız bir sene. Demişti ki , Üniversitenin kurulma masrafı 1.5 Trilyon. 1 Trilyonu bankada görmeden araziyi vermiyorum. Neticede para bankaya yatmadı arsada gitti.

Sonrasında DSİ’ye Görele’li makamlarca proje hazırlatılarak 800 Bin YTL’ye dere ıslahı yaptırıldı ve beklediğimiz Fakülte için arsa kazanıldı. Ama yine bir şey eksikti. Bina için maddi güç yine yoktu. Herkes birbirine bakmaktan ortada ben varım diyemiyordu. Ne demişler, bir sorun olduğunda sorarlarsa “Kim Var?” diye, hiç sağına soluna bakmadan “Ben Varım” diyebilendir iş bitirici insan.

Daha sonrasında köylerden Fındık toplandı üniversite binası için. Görele’ye Fakülte yaptırma derneğinin de çabası oldu bu organizasyonda. Sonrasında fındıklar toplanıp değerlendirildi. Sahi nerede bu fındıkların parası ve ne kadar toplandı?

Görele’ye gittiğimde yerel yetkililer ile konuyu da konuştum. Herkes fitili ateşlemesi için bir süper-man bekliyor. Kimse ben bu işin önderi olacağım diye çıkıpta bastıramadı. Kimse kusura bakmasın ama mevzu bahis “Görele” olunca iş başka…

Şimdi de Demirciler Gıda okulun yaptırılması için gerekli olan 90 ton demirin 50 tonunu vereceği taahhüdünü, ayrıca Görele’deki Demirciler olarak başka bir taahhüdünün de bulunduğunu belirtiyor. Fakat binanın yapılması için halen etkili bir girişim göremiyorum. Bu kadar zor mu bir bankada hesap açıp para toplamak?

Devlet kademeleri ve yasaklardan bahsedecek şimdi birileri… Her tıkanıklığa bir formül olan Türkiye’de bir bu mu kaldı formüllenemeyen? Mesela bu fındık toplama işi bir sefer yerine 2 – 3 sene boyunca her sene toplanamaz mıydı? Gurbettekiler için her köy derneği üyelerine bu konuyu defalarca bildirip bir miktar ödenek oluşturulamaz mıydı? Görele’li iş adamları teker teker taranıp ayaklarına gidilemez miydi? Yapılırdı ama biz ya kendi gücümüzü bilmiyoruz, yada kendimize güvenmiyoruz…

Bir üniversitenin Görele’de neleri değiştirebileceğini hayal edemiyor musunuz? Görele’den geleli şu an tam 6 gün oldu. Görele’de akşam 5 oldu mu saat hayat bitiyor. Dükkanlar kapanıyor, sokaklarda adam kalmaz oluyor. Yeri geliyor belli taksi duraklarında taksi bile bulamıyorsunuz köye çıkmaya. İstanbul’dan sonra insanın öyle bir tuhafına gidiyor ki bunlar…

Hoş insanlar 5’den sonra napsın dışarıda. O kadar öve öve bitiremediğimiz , sözlerle “İmparatorluk” yaptığımız Görele’de sosyal olarak ne yapabiliriz akşam 5’den sonra. Var mı bir sinemanız ve bu sinemaya ilgi gösteren bir halk? Var mı bir deniz yada dere kenarında oturabileceğiniz çay bahçesi? Var mı güvenle gezebileceğin bir sahil koridoru? Var mı adam gibi yemek yiyebileceğin, arkadaşını dostunu rahatça götürebileceğin bir restaurant? Var mı bir sosyal tesisin? Cevap hepsi için geçerli : HAYIR!

Peki olması için ne yaptık? Konuşmaktan başka Görele için ne kadar çabalayabildik? Hepimiz diyoruz ölünce yada emekli olunca gidebileceğim tek yer Görele diye. Görele’den aldığımız onca şeye karşılık Görele’ye ne verebildik?

Görele’nin göz önünde o kadar çok yetkiliyim diyen insanı var ki! Bir de Tirebolu’ya bakın isterseniz. Bir tane göz önünde kişi gösterin; Gösteremezsiniz. Ama Tirebolu’nun işini tıkır tıkır yaptığını benim gibi sizde izlersiniz. Tirebolu Plaj Festivali ile Turizm açısından ne kadar potensiyel yakaladığını görürsünüz. Sahil yolunda plajlarının gitmemesini sağladığını da görürsünüz. Doğam bozulacak diye tershaneyi yaptırmadığını da görürsünüz. Görünür de kim var ? Kimse. O halde bunca işi Tirebolu nasıl başarıyor? Boş konuşmayı sevmeyen, reklamdan ziyade yapılana önem veren, bir arada tutunabilen, saman altından yükselen suya bastırabilen adamları ve halkı sayesinde başarabiliyor… Kimse kusura bakmasın bizim gibi konuşup konuşup, icraata gelince yok olanlardan değiller o yüzden başarıyor…

Tekrar hiç kimse kusura bakmasın. Bizim Görele’li o kadar zenginimiz var ki. Onlar Görele’ye yeterince dönmedikleri gibi , Görele’nin kaymağını yalayıp yutan, tekel olmuş işletmecilerimizde sağolsunlar yazın gurbetçilerin getirdiklerini, Görele’den kazandıklarını, Görele’ye yatırmaz gider elin memleketi Antalya, İzmir, İstanbul’a yatırırlar. Ne kadar milliyetçiyiz değil mi? Sorunca mangalda kül bırakmayız…

Bu Fakülte / Yükseokul Görele’nin geleceğini olağanüstü derecede etkileyecektir. Öğrencinin geldiği yere kaynak gelir. Her öğrenci bir günde hiç yemese 5-10 ytl para yemek zorunda. Var mı kalınacak bir yurt? “Yok.” Demek ki öğrenciler Görele’nin emlak piyasasını kalkındıracak. Akşam açık duran internet kafeler, pastaneler, fast food’cular belki gece 12 – 1 ‘e kadar çalışacak. Ulaşım ağındaki otobüsler, minibüsler, taksiler bakın bakayım o zaman ne kadar daha fazla kazanacak. Düşünün bakalım Otogardaki otobüs firmaları kışın boş gidip gelecek mi? Düşünün bakalım Görele’nin okumak isteyipte okuyamayan öğrencileri gurbete gitmek zorunda kalacak mı? Düşünün bakalım Okulun geldiği yerde iş piyasası canlanıp istihdam artacak mı? Bakın bakayım o zaman Görele’de akşam 5’de hayat bitiyor mu?

Görele’ye Fabrika diye tutturuyoruz. Bizim oraya Fabrika gelmez, açılmaz. Doğa bozulacak diye kimse bunu istemez. Ama bacasız fabrikaya kimse hayır demez. Şu an Karadeniz’in istihdamı aynen Akdeniz’de, Ege’de olduğu gibi Turizm ve Tanıtım ile olacaktır. Bunun için Okul , Otel, Turistik Tesis, Sosyal Tesis, Kaliteli işletmeler ve Acenteler şarttır.

Bu mesele onun , şunun meselesi değil her Görele’linin meselesidir. Bu işe en çok sarılması gerekenlerde bu işten menfaatlenecek kesimdir. Eğer bir yerde birlik varsa baştakiler gereğini yaparlar. Birlik yoksa herkes saldım çayıra mevlam kayıra gider…

Sizlere sesleniyorum yorum yazıp sonra destek isteyince ortadan kaybolan Göreleliler. Sizlere sesleniyorum yetkiliyim deyip gereğini yeterince yerine getiremeyenler. Sizlere sesleniyorum çabalıyorum ama yalnız kalıyorum diyenler. Sizlere sesleniyorum Göreleliler… Bu iş artık rayından çıkmıştır. Gurbette 100.000 Göreleli bir miting ile ulusal basını çekelim kendimize. Dikkatleri üzerimize toplayalım ve birlik olarak neleri değiştirebileceğimizi gösterelim. Taksim meydanında adım atılacak yer bırakmayalım. Bu iş için hem gözdağı vermiş olalım hem de basının gücünü kullanalım.

Bakınız halk , Başkanların, Kaymakamların, Valilerin önünde, önünü ilikler ellerini bağlar. Bu saydığım yetkililer ise basının karşısında halkın yaptığını yapar. Basının gücünü yakalayamazsak yine ses getiremeyebiliriz. Onun için artık birlik olma zamanının ta kendisidir. Hizmette Keşaptan doğuya adım attırmayan Giresun merkezine en kuvvetli sesimizle haykırmalıyız. Bu bir isyan bayrağı, örgütleme değil ; bilinçlendirme, uyandırma yazısıdır. Eğer bir şeylerin değişmesi isteniyorsa bazı şeyler yapılmalıdır. Görele olarak bir milletvekilimiz 4. sıraya, diğeri 2. sıraya konularak Görele’nin önü tıkanıyorsa ve biz bunun planlı olduğunu göremiyorsak bizlerde de sorun var demektir. Senelerdir aynı oyunu göremediğimiz gibi susarsak biz daha çok bağırırız, yazarız , çizeriz. İstediğin kadar en kalabalık nüfus bizde de, istediğin kadar en değerli kişileri ben çıkardım de, istediğin kadar oyum var, şuyum var de… Sahip olduklarının kıymetini öne çıkarıp vurgulayamazsan , silinmeye mahkum olursun…

(Dipnot: Duyduğum kadarıyla Üniversite binası olarak “Görele İlköğretim Okulu” ‘nun bina yapılıncaya kadar Üniversiteye verilmesi konusunda çalışmalar tamamlanmak üzere.)

Bir önceki yazımız olan Sonra Çok Geç Olacak başlıklı makalemizde Köşe Yazısı, makale ve oğuzhan kılıçarslan hakkında bilgiler verilmektedir.