Oğuzhan Kılıçarslan Makaleleri

Görele’de Memur ve Esnaf İle Hizmet Anlayışı

Memurların hayatı çile doludur. En yoğun yerde çalışarak aldıkları maaşı az bulanlar elbette haklıdır. Fakat bunların yanında hayatında bir gün dahi işe gitmeyerek maaş alan ve emekli olan memurlarda yok değildir. Kimisi sadece imza atmaya giderken kimisi ise işyerinde el işi yapmakla meşgul.

Oysa memurlarımız bu yatanlarda dahil sürekli zorluklardan şikayet ederler. En düşük memur maaşı ise 900 ytl civarında. Asgari ücret 500-600 ytl desek memurun maaşı fena da değil hani. (?)

İstanbul’da adını vermeyeceğim bir kuruma gittim bir abimi ziyaret için. İçerde gördüğüm manzarayı söyleyeyim. Grup grup öbek olmuş memurlar. Bir grup gözüme fena takıldı. Grup içinde 8 masa ve 8 personel var. Bir tanesi var iş yapan, o da engelli… Diğerlerinin naptığına gelecek olursam birisi el işi yapıyor , birisi kitap okuyor , birisi gazete okuyor ötekilerde birbiriyle lak lak ediyor. Bunlar tıkır tıkır da maaş alıyor.

Son birkaç yıldır Görele’deki memurlarda kafama takılmaya başladı. Dayıma Balıkçı Kartı almak için gittik. Benim 2 dakikada yapacağım bir kart kesip üstüne yazı yazıp resmi yapıştırmayı ve damga vurma işini uyuşuk elli memurumuz sağolsun 37 dakikada yaptı verdi. O yavaş hareketleri keşke kameraya çekipte izletsem sizlere…

Yine Nüfus idaresine gittim. İçerisi doldu bir anda ve çalışan 6 kişi var. Bir tanesi bile demedi buyurun nasıl yardımcı olabilirim diye. Hepsi bön bön yüzümüze bakıyor. Bir şey söyleyeceğiz, yüzüne de bakmıyorlar söyleyecek adam da bulamıyorsun bir anda. Bir tanesi çocuğunu iş yerine getirmiş baba onu ver, baba şunu yapalım derken iş yapamıyor. Öteki gömülmüş bilgisayarın içine arasıra bize göz atıp tekrar dönüyor monitörüne. Sonunda çok ters baktığımı gördü ki kısım müdürü halletti birkaç kişinin işlerini. Daha sonra yazı yazan memur da geldi halletti işimizi. Özel sektör olsa öyle davransınlar da görelim. Bizim vergilerimizle maaşlarınızı alıyorsanız bizlere de devlet olarak iyi hizmet vermek zorundasınız. İşinizi beğenmiyorsanız istifa edip çıkabilirsiniz yerinize gelmeye ve iş yapmaya aday pek çok insan var. Kpss sınavları halen dolup taşıyor değil mi?

Yine Görele Ziraat bankasından örnek vereceğim. Bu sene babam Key ödemesini almak için bankaya gitti. Ondan öncesinde de İstanbul’da bir akrabadan Ziraat bankasındaki key ödemesinin ne kadar olduğu hakkında bilgi aldı. Ziraat bankasındaki memur babama küsuratını vermeyerek göndermek istiyor üstelik bu işlemin dekontunu da vermeyerek! Babam tabi biliyor ne kadar ödeme alacağını. 40 kuruş eksik veren memurdan dekont istiyor. Memur önce vermek istemiyor “dekontta mı istiyorsun?” diyerek (amma masraflı müşterisin sırayı tıkıyorsun gibisinden). Sonrasında veriyor dekontu ve dekont üstünde ana ücret görünüyor. Babam memurun ödemesini yapmadığı 40 kuruşu da isteyince memur iyice bir sersemliyor. Sonra ödeme yapıyor. Şimdi sormadan edemeyeceğim her gelenden 40 kuruş kesmeye çalışan bu memur ödeme süresi boyunca ne kadar ücreti kendi cebine indirmiş olacak?

Aynı şekilde PTT’de emekli maaşını kuruşlarla eksik ödeyen memur her gelenden kestiği kuruşlarla akşama kadar kaç ytl’yi kendi hanesine geçirmiş olacak?

Yada Görele Devlet Hastanesinin Acil bölümüne geleyim. Tahlil isteyip tahliller gelmeden kafasına göre ilaç yazan doktorumuza ne demeli? Sonradan tahlili görmeden nasıl ilaç yazdığını soran hastaya ben biliyorum senin ilaçların bu , illa da bakalım diyorsan gelince sonuçlar bakarız eksik varsa ekleriz çıkacak varsa çıkarırız diyebilen bir doktor! Her doğru her yerde yazılmaz ama Görele’deki esnaflara da bir sorun bakalım doktorları…

Kusura bakmasın görevini layıkıyla yerine getiren memur ağabeylerim ablalarım. Onlara laf dediğimiz yok zaten; bu görevlerini suistimal edenler canımızı sıkıyor sadece. Yerlerine gelmeye ve görevlerini adam gibi yapmaya milyonlarca aday varken bunu kullanarak iş yapmaktan kaçan yada görevi suistimal edenlerle sorunumuz var bizim. Görevini layıkıyla yapanlar alınmasın sakın! Fakat bir sürü memur çalışanı olan üst bir yöneticiyle gazete için röportaj yaparken dediği laf bana çok dokundu. Memur seçimi yaparlarken iyi memurları Trabzon’a kaydırıyorlar Görele’ye biraz daha ağırları kalıyor diyordu bu yetkili ağız…

Tek memurları da değil esnafı da eleştireceğim kusura bakmasınlar. Artık alışmaları lazım kalabalığa hizmet etmeye. Ufak ilçe sınırlarını zorlayarak büyüyor buna herkesin ayak uydurması lazım. Görele’de bir kırtasiye dükkanında pvc kaplatacağız. Tam 4 defa kap değiştirip ısıtıp tutturmaya çalıştılar. Bilmiyorsan yapma bu işi değil mi? Müşteriye daha nasıl hitap edeceğini bilmeyen elemanları koyarsan oraya olacağı bu. Bir pvc için 40 dakika kırtasiyede bekledik. Sonucu merak ediyorsanız pvc’yi çift kat ve hava almış şekilde parasını ödeyerek teslim aldık.

Ayrıca yaz aylarında 3 ay çalışarak 1 senenin parasını gelen gurbetçilerden çıkarmaya çalışan bazı artniyetli esnaflara diyeceğim şudur ki; Yolunacak Kaza mı Benziyoruz? Siz bizi yolun diye mi kazanıyoruz? Bunun için mi Görele’ye geliyoruz?

Esnaf esnaflığını bilecek, memur memurluğunu, müşteri de müşteriliğini. Bizim birbirimizin haklarına saygımız yoksa bu işin sonu nereye varır merak ediyorum. Kazıklamadan helal lokma ile kazanmayı öne koyarak manevi değerleri arttıran ticaret erbaplarına selam olsun. Görevini suistimal edenler yada bulunduğu konumun hakkını veremeyenlere de … Varın siz anlayın gerisini…

Saygılarımla

Bir önceki yazımız olan Bir Zamanlar Fındık Toplardık Evladım başlıklı makalemizde Bir Zamanlar Fındık Toplardık Evladım, Köşe Yazısı ve makalesi hakkında bilgiler verilmektedir.