Oğuzhan Kılıçarslan Makaleleri

Toplumsal Sorunlarımız – Duyarsızlık

Toplumumuz gün geçtikçe eski değerlerini bir bir yitiriyor maalesef.Gençlik deseniz bir özenti almış başını gidiyor.Orta yaş deseniz herkes kendi bildiğini okuyor.Ömrünün sonbaharına gelmişlerimizde yalnız kalmanın üzüntüsünü yaşıyor.

Git gide duyarsızlaştığımızın farkında mısınız?Toplum içinde bir olay olsa haklıyı savunacak yerine kaçıyoruz.Bize bir şey olmasında başkası bizi ilgilendirmez gibi tepkisiz kalıyoruz.Bu olayları biraz örneklemek istiyorum.

Geçenlerde İstanbul’da bir İ.E.T.T. otobüsünde bir erkek ve kız arkadaşı oturuyorlardı. Arkalarında da bir yaşlı amca.Erkek bir iki derken en sonunda herkesin içinde kıza iyice sokuldu ve öptü.Arkasındaki yaşlı amcada çocuğun ensesine bir tokat patlattı.Biz neyiz burada,napıyorsunuz toplumun içinde diye bağırdı.Çocukta hiddetlendi ayağa kalktı.Sen de kimsin,moruk.Bana babam karışmıyor,sen kim oluyorsun diye karşılık verdi.Bu sefer otobüs ayağa kalktı.Yaşlı amcayı da tutanlar vardı,genci tutanlarda.Anlayacağınız ilk defa tepki duyan insanları burada gördüm.Tepkisizlik örneklerini de sıralayayım hemen.Yine İstanbul’da çalışan toplu taşıma araçları var.Bu otobüslerin Mercedes olanlarında cep telefonu kullanmak yasak.Çünkü aracın abs fren sistemini etkiliyor.O kadar afiş olmasına rağmen araç içinde hala telefonuyla bağıra bağıra konuşanlar oluyor.Hiç kimseden tık yok.Ne kadar duyarsızız.Aslında toplumun çekinceleri var.Oradan kalkıp birisi kapatır mısın hemşerim telefonunu dese,adamda onca milletin içinde küçük düşmek istemediği için cevabı yapıştıracak.Bu sefer telefonla konuşan kişi biraz kabadayıysa başlayacak laf etmeye.Ve koca otobüste bir kişi o uyaran kişiye destek çıkmayacak.Yani hem haklı ve duyarlısın hem de tek başına bırakılıyorsun.Bu nasıl iş,nasıl bir kültür anlamak mümkün değil.Bu olaylar günümüzde iyice çoğalmakta ve hakkı savunanlar tek başına bırakılmaktadır.Başka bir örneğe geçecek olursak ben 1 sene boyunca Ada Express’i ile Kocaeli’ye gittim,geldim.İnanmazsınız belki ama trende boy gösteren kapkaç çeteleri vagon aralarında tuvalete gidenleri sıkıştırıp milleti soyuyor.Tüm vagonun iki yanı bu bağırma çığrışmaları görüyor.Bir ALLAH’ın kulu kalkıp yardıma gitmiyor.Durum böyle efendiler,bilmiyorum bu durum düzelir mi,ama sen bağırmazsan ben bağırmazsam,hakkını arayana destek çıkmayıp tek başına bırakırsak bizi daha çok ezerler.

Başka bir olaya geçmek istiyorum.Bir dilenci her gün aynı yerde dileniyor.Adamın ayağı var ama öyle bir kamuflaj etmiş ki.Ayağı yok sanıyor herkes ve adam her gün paraları topluyor.Bir gün bir arkadaşım anlatıyor.Oda para vermiş.Geçmiş bir köşeye başlamış adamı izlemeye.Az bir süre geçtikten sonra adam ayağa kalkmış ve yürüye yürüye gitmiş.Sonradan o adamı bir tv programı araştırıyor.Polis ekipleri geliyor,adamı alıyorlar.İnanır mısınız adamın üstünden kredi kartları,banka hesapları olan kişisel kartları ve daha neler neler çıkıyor.Bir araştırma yapıyorlar,dilencinin serveti 250 milyar çıkıyor.İşte bizi böyle duygu sömürüsüyle kullananlar asıl parayı vuruyorlar.Toplumu enayi yerine koyuyorlar.Kemal Sunal’ın da bir filmi vardı böyle hatırlarsanız.O yüzden aman dikkat diyorum.Duygu sömürüsüyle kendinizi koyu vermeyin.Sağlam olupta dilenenler inanın senden,benden daha fazla iş gücüne sahip.

Değineceğim son konu ise komşuluk ve akrabalık ilişkileridir.Bu devirde inceliyorum da özelikle hedefim olan büyük şehirlerde çıkardan başka bir sebeple ilişkisini sürdüren komşuların kalmadığını görüyorum.Özellikle site yani apartmanlar topluluğunda oturan kişiler yan komşusunu bile tanımamaktadırlar.Tanıyanlar ise sadece ekmeğin var mı,şuyum eksik varsa verebilir misin gibi mazeretler için görüşmekteler.Bir arkadaşımın anlattığı olayı duyduğumda bir an heves ettim öyle bir topluma.Arkadaşımın anneannesinin apartmanı baştan aşağıya evi eskiden alan yaşlılardan oluşmakta.Ayağından rahatsız olan bir emekli öğretmen teyze her gün 3 kat yukarıya çıkıp komşusunu ziyarete gidiyor.Bir sıcak kahve,çay eşliğinde sohbet etmek için.O apartmanda hala bu gelenek devam ediyor.Komşular birbirlerine sohbet için,sevgi uğruna ziyarete devam ediyorlar.Nerelerde bu apartmanlar,bu insanlar…Büyüyen bu şehirlerde hala böyle dostluklar var mı?Bayram ve kandil haricinde birbirini arayan soran akrabalar,komşuluklar kaldı mı?Bunu okuyan okuyucum eğer sizinde durumunuz böyle ise sizden şunu rica ediyorum.Bir telefonu alın elinize.Annenize sıcak bir merhaba deyin,komşunuza oturmaya gidin,akrabalarınızı bir arayın hal hatır sorun.İnanın o gün sizin için çok farklı geçecektir.Arkanızda yaşlıların duası olacaktır.Yüzünüzden bir gülücük eksik olmayacaktır…

Bir önceki yazımız olan Kıssadan Hisseler - 4 başlıklı makalemizde Kıssadan Hisseler - 4, Köşe Yazısı ve makale hakkında bilgiler verilmektedir.